Seçil Erzan mahkeme salonunda ağladı: 'Bana para vermeyin artık' diye yalvarıyordum
Ünlü futbolcuların da adının geçtiği Seçil Erzan ve 6 sanığın yargılandığı davada ikinci duruşma yapıldı. Mahkeme salonunda ağlayan Erzan, "Öyle bir an geldi ki, 'bana para vermeyin artık' diye yalvarıyordum resmen" dedi.
Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen 2'si tutuklu 7 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasında, Seçil Erzan'ın da aralarında bulunduğu sanıklar ikinci kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme salonunda ağlayan Erzan, "Öyle bir an geldi ki, 'bana para vermeyin artık' diye yalvarıyordum resmen" ifadelerini kullandı.
FATİH TERİM'İN KIZI VE KOCASI DURUŞMAYA KATILDI
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasına, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük ile tutuksuz sanıklar Nazlı Can ve Asiye Öztürk katıldı. Duruşmaya "müşteki" sıfatıyla katılması beklenen Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın mahkemeye mazeret dilekçesi gönderdikleri belirtildi. "Tanık" olarak dinlenilmesine karar verilen Nur Erkasap'ın ise "rapor" sunduğu öğrenildi. Yunanistan ekibi Panathinaikos'un teknik direktörü Fatih Terim'in kızı Buse Terim Bahçekapılı, Mert Zeydanlı ve Terim Arıcan ise duruşmaya ilk kez müşteki olarak geldi.
"BANA PARA VERMEYİN DİYE YALVARIYORDUM ARTIK"
Seçil Erzan mahkemede yaptığı savunmasında, "Öyle bir an geldi ki, 'bana para vermeyin artık' diye yalvarıyordum resmen" dedi. Hakimin "Almasaydın o zaman sen de" sözlerine Erzan, "Açığım çoktu" şeklinde yanıt verdi.
"HERKES YER İÇER, HESABI SEÇİL ÖDER"
Erzan ifadesinde şunları söyledi: "Artık insanlar, 'Seçil'i gördüğümüzde gözümüze dolar geliyor. Para, para' diyorlardı. Benim tek amacım iyi bir banka müdürü olmaktı. İşim konusunda çok hırslıydım. Benim her şeyim işim olarak düşünüyordum. Arabaları bir üst modele çıkıyordu. Tarlalar alıyorlardı. Gelirlerinin 3, 5, 10 katı kadar paralar kazanıyorlardı. MASAK herkesin hesaplarını incelesin. O dönem kim bana para verdiyse kim benden para aldıysa herkesin hesapları incelensin. Ben bir canımla ortada kaldım. Kimseye derdimi anlatamıyorum. Herkes yer içer hesabı Seçil öder.
"KUZENİM BENDEN ALDIĞI FAİZLE GEÇİNMEYE BAŞLAMIŞTI"
2010 Temmuz kasım ayında 1 milyon kaybettim. 2013 yılında kuzenim Tanın Yılmaz adına 200 bin TL vadeli işlem yaptırdık. Parayı çekti ve eşine verdi parayı ticari faaliyette kullandılar. Sonra bu para bana 93 bin euro olarak kuzenimin eşinin yurtdışındaki hesabından benim hesabıma geldi. Bu para geldi, Tanın o parayı biriktirmek istiyordu ben de özel bankacılık sistemi içerisinde parayı arttırıyordum. Tanın zaman zaman bu hesaptan paralar çekti, parayı bana verirken amaçları yüksek faiz ile özel bankacılık yolu ile paranın değer kazanmasıydı. 2013 yılında Merve Yılmaz da bana benzer şekilde parasını verdi. Merve'nin amacı da para biriktirmekti. 100 bin lira kendileri kullanıyorlar, 100 bin lirayı da bana veriyorlardı. Stresim başladı o paraları çoğaltmakla ilgili o dönemde. 2013-2014'te Tanın bana bir kez daha 50-75 bin dolar arası bir para daha verdi. Tanın bir süre sonra benim ona verdiğim faizle hayatını geçindirmeye başladı. Evine giderken alacağı ekmek parasını bile benden alıyordu. Böyle bir hayatımızda düzen oluşmaya başladı.
"BEN KİMSEYE FON DİYE BİR AÇIKLAMA YAPMADIM"
Dövizcilerin parasını ödemek için o dönemde para aldım Nuri Köşkdere'den. Ben en son hiç unutmuyorum bana o dönemde yardım etti. Ali, Nuri'nin kazandığını görmüştü o dönemde. Ali Yörük bana 5 milyon TL getirdi sonra beş milyon daha verdi. Ben o dönemde kimseye fon yapıyorum demedim, kimseye bir şey vadetmedim. Ben bu parayı kazandıracağım diyordum. Hiç kimseye fon diye bir açıklama yapmadım, özel bankacılıkta değerlendiriyorum dedim Ali'ye de taahhüt vermedim. Sonra bu Ali'nin getirdiği beş milyonlardan biri o da tefeci parasıymış tek tefeciden beş milyon bir para alınmış. Ertesi gün tefeci baskısı ile karşılaştı. Ben Süleyman Arslan dışında hiçbir tefeciyi görmedim. Para bulmak için herkese yalan söylemeye başladım."