Altın kaçakçılığı tarihi zirvesini yaşıyor...
Cari açığı kapatmak için altın ithalatına getirilen kısıtlamaların sektörde suistimallere neden olduğunu söyleyen Roberto Bravo Başkanı Mustafa Kamar, “1989 yılı 32 sayılı Para Kanunu'ndan beri altın kaçakçılığı yoktu. Bugün kaçakçılık, tarihinde görülmemiş seviyede” dedi.
Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, altın ithalatına getirilen kısıtlamaların bedelini mücevher ihracatçısının ödediğini söyledi. Altının cari açığa yaptığı etki yüzünden Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ithalata kısıtlamalar getirildiğini hatırlatan Kamar, bu önlemlerin kaçakçılığı tetiklediğini savundu. Her gün kaçakçılıkla ilgili haberler aldıklarını dile getiren Kamar, “1989 yılı 32 sayılı Para Kanunu’ndan beri Türkiye’de altın kaçakçılığı yoktu. Bugün kaçakçılık, tarihinde görülmemiş seviyede” iddialarında bulundu.
Dunya.com'dan Nurdoğan A. ERGÜN'ün haberine göre; Alınan önlemler, kısıtlamalar ve suistimallerin bedelini mücevher ihracatçısının ve kuyum sektörünün ödediğini söyleyen Kamar, şöyle devam etti: “Bugün özellikle de son 6 aydır sektör kan kaybediyor. Mesleği bırakıp işçisini çıkaranlar var. Yani ekonomik dalgalanmadan dolayı vatandaşın aldığı, Merkez Bankası’nın aldığı altının, Darphani’nin veya Altın Borsası’nın stoklarına aldığı altının cari açığa yaptığı etkinin ceremesini ihracatçı yaşıyor. Yani gidip de son alıcıya karşı alacakları önlemleri, gelip hiç alakası olmayan ihracatçıya uyguluyorlar. Önlemler arttıkça da bir yerlerden lastik patlıyor. Bugün sektör kilitlenmiş durumda.”
Mustafa Kamar’ın başka bir iddiası da ihracat rakamlarına yönelik. Kamar’a göre, mücevher ve mücevherat sektöründe açıklanan veriler gerçek rakamları yansıtmıyor. “Böyle bir şey yok. O rakamların içinde neler var neler yok bakılsın” diyen Kamar, şunları söyledi: “Nasıl suistimaller yapıldığına iyi bakılması lazım. Habire ihracatçı adı altında yakalanan insanlar var.
Bunları yapanlar son 6 ay, 1 yıl içerisinde sektöre girenler ya da öyle gözükenler. Şirket kuruluşlarına bakıldığında çoğu en uzun 1 yıl önce kurulmuş. Bu firmalar tamamen suistimal ediyor. Ama ceremesini bizim gibi 40-60 yıllık, 100 yıllık firmalar çekiyor. 2004 yılında yüzde 1 olan payımız, 2021- 22’de yüzde 10’a çıktı. Ama şu anda 2022’den beri alınan önlemler yüzünden bir sektör bitiriliyor.”
HER GÜN YENİ ÖNLEMLER İLE GÜNE BAŞLIYORUZ
Mücevher ihracatçısı olarak her sabah yeni bir düzenleme ile uyandıklarını ifade eden Mustafa Kamar, “Çünkü o kadar çok suistimal var ki her suistimale yeni bir önlem almaya çalışıyorlar, daha da zorlaştırıyorlar. Önlemler sektöre dönük ama suistimal yapanların hiç biri sektörden değil, ihracatçı değil” yorumunu yaptı. İhracatçının sabah nasıl bir düzenlemeye uyanacağını kestiremediğini söyleyen Kamar, “O uygulamayı anlayana kadar öğlen başka bir düzenleme çıkıyor. Son 20-30 yıldır ihracat yapanlar, suistimalciler yüzünden cezalandırılıyor. Kendi canavarlarını yarattılar” dedi.
Öte yandan, sektördeki tüm kurum ve kuruluşların sesini duyurmaya çalıştığını dile getiren Kamar, “Mücevher sektörü olarak tarihin en kötü fuarını yaşadık. Herkes, ‘gidip kepenkleri kapatalım’ muhabbetini yapıp, isyan ediyor. Nasıl çiftçi tarlaya ektiğini satamayınca gidip döküyor, biz de o nokyata geldik. Biz kuyumcuyuz, katma değer yaratan bir sektörüz ama bize karşı ‘hırsız’ algısı var” diye konuştu.
Türkiye’de katma değeri en yüksek sektör olduklarına işaret eden Kamar, şöyle devam etti: “Türkiye’nin kilogram başı ihracat değeri 1.15 dolarken bizim 800-bin dolar arasında. Yani mücevher, kısıtlamalarla önü kapatılan değil teşviklerle deteklenmesi gereken bir sektör.”
KUYUMCU DENETİMLERİ OLMALI
Son dönemlerde kuyumculara yapılan denetimleri de değerlendiren Mustafa Kamar, “Bu denetimler bizim yaşadığımız sıkıntılardan apayrı bir konu. Denetimlere karşı değiliz. Bu tamamen Türk kuyumculuk sektöründe yapılan normal bir fiili envanter çıkarmaya dönük uygulama. Kuyumculuk sektörünün kendine gelmesi, merdivenaltı çalışanların ayıklanması için yapılması gereken kontroller” dedi.