Ülker ailesi, soyisimlerini neden değiştirdi?

Bir marka olarak doğdu, bir soyadına nasıl dönüştü. Murat Ülker, soyadlarının değişik ve ilham verici hikayesini anlattı.

Ülker ailesi, soyisimlerini neden değiştirdi?

Uçantay Gıda A.Ş. Genel Müdürü Muarafa Başar, Murat Ülker’e gönderdiği bir e-postada, Ülker soyadının kökenini ve kurdukları ticari firmanın daha sonra nasıl soyadları haline geldiğini ve eski soyadlarını neden değiştirdiklerini sordu.

Ortaya çıkan bilgilere göre, Kırımlı Devletler Ailesi 1934 yılında “Berksan” soyadını aldı. Asım ve Sabri Berksan kardeşler, 1944 yılında “Ülker” markasıyla bisküvi üretimine başladı. Markalarının büyük başarı kazanmasıyla birlikte, zamanla soyadlarının önüne geçen bu isim, aileyi değiştirme kararı almaya yöneltti. Böylece Berksan ailesi, Ülker soyadını benimsedi.

İşte bir markanın şimdilerde dünya çapında tanınan bir ailenin soyadı oluşunun bilinmeyen o hikayesi...

Kırım Türklerinden Hacı İslam Efendi Ailesi 1929'da bir ömür boyu yaşamak üzere “anayurdumuz” dedikleri Türkiye’ye göç etti. Ailenin büyük evlatları Sıdıka, Asım ve Hakkı, İstanbul’da memurluk yapan Ahmet Ziya dayılarının evinde kaldı, Hacı İslam Efendi de eşi ve küçük evlatları Sabri’yle birlikte Büyükmanika köyünde yaşamak üzere Trakya’ya hareket etti. Kırımlı Devletler Ailesi 1934 yılında “Berksan” soyadını aldı.

Asım ve Sabri Berksan kardeşler, 1944 yılında “Ülker” markası altında bisküvi üretmeye başladı.

Asım ve Sabri Berksan kardeşler, Ülker markası ile yaptıkları ticarette Anadolu'da hızla yayılmasının ardından, Anadolu esnafı, “Ülker” markasının da, bisküvi üreticilerinin soyadından kaynaklandığını düşünmüş olacak ki, Asım ve Sabri Berksan kardeşlere gönderdikleri mektupların çoğunda “Berksan” yerine “Ülker” soyadını kullanıyorlardı.

Berksan’lara gönderilen bu sipariş mektuplarını taşıyan Büyük Postane dağıtıcıları, zarfların üzerindeki isimleri bir türlü bulamıyordu. Aslında dağıtıcılar, bölgedeki tüm esnafı ismen ve şahsen tanıyordu. Ancak, Sirkeci ve Eminönü semtlerinde ikamet eden veya işyeri olan “Ülker” soyadlı kimseler yoktu.

Berksan’lara gönderilen bu sipariş mektuplarını taşıyan Büyük Postane dağıtıcıları, zarfların üzerindeki isimleri bir türlü bulamıyordu. Aslında dağıtıcılar, bölgedeki tüm esnafı ismen ve şahsen tanıyordu. Ancak, Sirkeci ve Eminönü semtlerinde ikamet eden veya işyeri olan “Ülker” soyadlı kimseler yoktu.

Avukat Hayim Kohen, ailenin soyadı tashihi için İstanbul Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı; hâkim de, 26 Ağustos 1954 tarihinde “Berksan” soyadının “Ülker” olarak değiştirilmesine karar verdi. Ardından da, söz konusu mahkeme kararı, Eminönü Nüfus Memurluğu’na tebliğ edildi.

Aile, yeni soyadını aldıktan sonra, sıra, firmalarının isim değişikliğine geldi. Hayim Kohen’in hukuk bürosu, o konuda da devreye girdi, “Asım Berksan, Sabri Berksan ve Ortakları” şirketinin adı da, “Asım Ülker, Sabri Ülker ve Ortakları Kolektif Şirketi” olarak değiştirilip Ticaret Sicili’ne tescil ettirildi.

MURAT ÜLKER SOYADLARININ HİKAYESİNİ BÖYLE ANLATTI

Murat Ülker de, soyadlarının değişimi ile ilgili şu bilgileri verdi:

Ailemiz, Kırım’da “Devletler Sülalesi” diye anılıyor. “Devlet”, Dedemiz Hacı İslam Efendi’nin aile lakabı; buna soyadı da diyebilirsiniz. Yani, Kanuni’nin “Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” özdeyişinde yer alan “devlet” anlamında...

1929’da Kırım’dan göç eden ailemizin Türkiye’de yeni Soyadı Kanunu’yla birlikte bir soyadı almaları gerekmiş. Dedemin adı İslam. Kırım’daki aile lakabını alırsa, bu defa “İslam Devlet” olacak. Ondan vazgeçmiş. Tekrar düşünmüşler, taşınmışlar, “Berksan” soyadında karar kılmışlar.

Aradan uzun yıllar geçtikten sonra, bilindiği gibi amcam ile babam bir bisküvi imalathanesi satın almışlar. İmalathanenin adı “Üçyıldız Bisküvileri” imiş. Bu işyerini satan kişi, son anda markasını vermekten vazgeçince, “Ülker” ismini bulmuşlar.

“Ülker Bisküvileri” piyasaya çıktıktan bir süre sonra, müşterilerden firmaya sipariş mektupları gelmeye başlamış. Zarfların üzerinde de, “Asım Ülker” veya “Sabri Ülker” isimleri yer alıyormuş. Yani, müşterilerimiz, markamızı, soyadı zannetmişler. Babamdan işitmiştim; görüştüğü yabancılar da kendisine “Mr. Ülker” diye hitap ediyorlarmış. Aile büyüklerimiz, bu gelişmeler üzerine düşünmüş, taşınmış, “Soyadımızı, herkesin bildiği, kendiliğinden oluşan ‘Ülker’ ismine çevirelim” demişler.

Zaten “Berksan”, bizim ismimiz değil. Dedemin mezar taşında sadece “İslam Efendi” diye yazıyor. Amcam ile babamın mezar taşında da “Asım Ülker” ve “Sabri Ülker” isimleri yer alıyor.